Gece tüm soğukluğuyla üzerime gelirken uzun kara cüppem tüm vücudumu sarmış durumdaydı. Saçlarımı daha yeni kestirdiğimden kafamda simsiyah zenci işi bir bere vardı. Uzaktan bakıldığında sokak serserilerine
benziyordum ancak benim onlardan ufakta olsa bir farkım vardı. Onların yaptığı şey genelde zarar verip kaçmaktı. Fakat ben hiç bir zaman hiç bir şeyden korkmamıştım. Benim tek korkum inanmadığım Tanrı değil kendimdim. Bir insanın kendinden korkması sadist olmasının bir göstergesiydi belkide. Otuz dört yıllık kafam daha fazla felsefe yapmayı bıraktığında çoktan er meydanına çıkmıştım. Beynim bu aralar o kadar fazla çalışıyordu ki 30 - 40 metrelik koruma kalkanın dışında bağrışan çeşit çeşit karabüyücüyü unutmuş gibiydim. Hepsi karşımdaki Sborgian adlı büyücüye bahis yatırmıştı . Burnumdan keskin bir * Hıh sesi çıkardım. Benden gençti , 34 yıllık ömrümde onun kadar kibirli birini görmedim. Benden bile kibirliydi , insanlara bakışı , özellikle bana ... Bu beni çileden çıkartıyordu ancak daha * Gong sesi gelmemişti ve sabretmeliydim. Onu uzaktan küçük bir büyüyle değilde boynuna yatmış kara saçların dan tavana asıp kara gözlerini çıkarmak veya büyüyle o kalın kaşlarını tek tek koparmak harika olurdu. Düşüncelerim beni sarmışken kalabalık hareketlendi , ben ne olduğunu anlayamadan üstüme gelen büyüye yenik düştüm. Bir kaç metre fırlayıp koruma kalkanına çarptıktan sonra ağır ağır ayağa kalktım. * Gong ne zaman çaldı ? dercesine attığım bakış dışarıdakilerin susmasına neden olmuştu. Acı vücudumu sararken keskin kara gözlerim adamın Dünya'sını dar ediyordu. Sağlı sollu farklı bacak hamleleriyle daire çizmeye başladım. Kara cüppem rüzgardan savrulurken bana gelen o karizma duygusu yine her hücremi kaplamıştı. Ancak karşıdaki bir adam olduğundan onu etkilemek gibi bir şansım yoktu. Fakat onun * G*y olabileceği düşüncesi aklıma gelince dilimin ucundan dışarıya fırlayıveren kahkahayı tutamadım. Adam tekrar bu halimden yararlanmak isteyip üstüme kırmızı bir ışık huzmesi yollayınca 21 santimetrelik , bembeyaz mürver asam havayı yardı ve fısıldayıverdim.
* Absorbe Protegrus !
Asamdan çıkan devasa kalkan büyüyü yok edip boşluğa yollarken kalabalık mücadeleyi nefeslerini tutmuş bir biçimde seyrediyordu. Bu kadar zor bir büyüyü - Dünya'nın en zor savunma kalkanı büyüsü - bu kadar kısa bir sürede yapmam hepsini şaşırtmış gibiydi. Yüzüme yerleşen sinsi ve kibirli ifade Sborgian'ı daha da korkuturken * Sborgian diye bağıran kalabalığın sustuğunu ve onun yüzündeki hayal kırıklığıyla karışmış kızmış ifadeyi görmek şovumu yapmam gerektiğini bir göstergesiydi. Asam tekrar havayı yardı ve alevden bir daire çizdim. İkimizin arasında 5 metre fark kalmıştı. Kara gözler birbirlerini kesiyordu. Bu bekleyiş bir süre devam etmişti ki dayanamayıp gözlerimizin düellosuna son verdim. Gerçek düello görmek herkesin hakkıydı.
* Al seni sürt*ğün evladı , Avada Kedavra !
Sborgian sür*ük lafını duyunca sinirlenmişti ve büyü yollamaya hazırlanmıştı ki asamdan çıkan yeşil ışık huzmesine yenik düştü. Olay o kadar hızlı cereyan etmişti ki seyircilerden bazıları * Sborgian öldü , bazıları ise * David öldü , diyorlardı. Ancak ikincisini söyleyenler yanıldıklarını Sborgian'ın hızla uçup koruma kalkanına çarpıp yere düşüşüyle anladılar. Kalabalığın bütün parasını almanın ve onlara iyi bir ders vermenin anlamlı bir ifadesi vardı yüzümde. Hepsi sövüp sayarak karanlıkta kaybolurken koruma kalkanı hızla kayboldu ve bende dışarı çıktım. Meydanın ortasına bırakılmış kahverengi masanın üstündeki beyaz leğenin başındaki görevlide Sborgian'a oynamış olacakki o da kaçmıştı. Kafamı * Aptallar dercesine sallarken elim leğendeki paraları cebime götürdü. Tam cisimlenecekken gözüme 4 adamın Sborgian'ın cesedini kaldırma hamlelerini gördüm. Sinirlendim , ne olduğunu anlamadım ve asam bu gece 3. kez havayı yardı.
* Yuspar Avorus Maxima !
Adamlar daha ne olduğunu anlamadan devasa alev topunun öldürücü alevleriyle tutuşurken gelen * Pop sesi geceyi karanlığa teslim etmişti.
Not: Başka bir siteden.